Welcome to my blog, hope you enjoy reading
RSS

18 Aralık 2012 Salı

İyiler çok yaşamayacaksa uzun yaşamanın pek de bir anlamı kalmıyor sanki...


Ertuğ Ergin (18 Mayıs 1970 - 14 Aralık 2012)
Uzun zamandır güncellemediğim blog sayfamı acı bir haber vesilesiyle güncellemek nasip oldu. Türk pop müziğinin içinde bulunduğu vahim durumu uzun uzadıya yazmak niyetinde değilim; zira durum ortada. Müzik piyasasının bu kirlenmişliğinde tabir-i caizse elmas gibi parlayan bir müzisyen vardı: Ertuğ Ergin. Büyük ihtimalle sizler onu "Aşkın Son Şarkısı" ile hatırlarsınız ama en az bu şarkı kadar güzel eserlere sahip bir müzisyendi kendisi. Yayınladığı iki albümü haricinde birçok şarkıcının seslendirdiği ve hepimizin severek dinlediği şarkıların ardındaki gizli kahramandı (Emre Altuğ/Gözünaydın Yar, Hande Yener/Kim Bilebilir Aşkı, Aşkın Nur İyengi/Yalancı Bahar v.s...). Sadece müziğiyle değil kişiliğiyle de gönlüme taht kurmuş ender müzik adamlarından biriydi. Ve ne yazık ki her "gerçek sanatçı" gibi erken yaşta aramızdan ayrıldı. Dört gün önce (14 Aralık 2012) geldi acı haberi. Rahatsızlığından bile bi haberdim; bu sebeple duyduğum an büyük bir şok geçirdim. Kısa bir süre sonra yaşadığım büyük şok, yerini büyük bir üzüntüye bıraktı. Vefat haberini aldığım günden beri ardında bıraktığı iki albümünü başa alıp alıp dinler vaziyetteyim ve her dinleyişimde diyorum ki içimden "Henüz çok erkendi veda etmek için". Bir yakınımı kaybetmişcesine üzüldüm diyebilirim. 4 sene evvel, konserine gitmeye niyetlenip nedenini hatırlamadığım özel bir sebeple planımı iptal etmek zorunda kalmıştım. Ondan sonra hep bir konser haberi daha bekleyip durdum ancak bu acı olay yüzünden kendisinin canlı performansını dinlemek nasip olmadı. Gerçekten iyi bir sanatçıydı; takip ettiğim kadarıyla iyi de bir insandı. Olgunluk döneminde çok başka güzelliklere sahip eserlere imza atacağından adım gibi emindim ama böyle bir ihtimal kalmadı ne acıdır ki. Kendisi hakkında ufak da olsa bir yazı kaleme almaya borçlu hissettim kendimi çünkü şarkılarıyla hayatıma çok özel anlar katmıştı. Öldükten sonra da badem gözlü olmadı; olmaması sorun değil. Ertuğ; az ama öz kişinin dinleyip sevdiği çok özel müzisyenlerden biri olarak kalacak sonsuza kadar.  Böyle güzel şarkılar tertemiz bir ruhun yansımasıdır diyerek gittiği yerde huzurlu olduğunu varsayıyorum. Yazıyı da kendisine ait, bana en umutsuz anımda bile umut vermiş sözlere sahip şarkısıyla noktalıyorum;

 "Yüreğine Güneş koy, yüreğine bulut koy, yüreğine yıldız koy, yola devam..."


1 yorum:

asliyay dedi ki...

Çok güzel bir yazıydı,yüregine saglık :)